INTRODUCTION: Silent ischemic lesions(CIL) frequently occur after carotid artery stenting(CAS) and are associated with poor long-term prognosis. The effect of blood triglyceride (TG) level on CIL after CAS is yet clear. We investigated the effect of serum TG level on post-procedure CIL in patients undergoing CAS.
METHODS: 57 patients who underwent CAS were included in the study, and diffusion-weighted magnetic resonance imaging was conducted before and after CAS. The primary endpoint was new CILs after CAS. The effects of pre-procedural TG, total cholesterol, HDL, and LDL levels on the primary endpoint were investigated.
RESULTS: Of the patients 46 (80.7%) were male, median age was 69(60-73) years, and 27 (47.3%) were symptomatic. After the procedure, ipsilateral new CILs were detected in 28 (49.1%) patients. NASCET stenosis %, being symptomatic and using aspirin before the procedure were associated with the presence of new ipsilateral CILs. In multivariate logistic regression analysis, pre-procedural TG level was the only independent predictor of ipsilateral new CILs after the procedure.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Our study reveals that high TG level is an independent risk factor for new CILs after CAS. Since CILs increase the risk for future ischemic events, TG as a simple, inexpensive, effective, and modifiable marker, can provide information for intense medical treatment, early intervention, and the prognosis.
GİRİŞ ve AMAÇ: Karotis arter stentleme (KAS) sonrası sessiz iskemik lezyonlar (SİL) sık gelişmektedir ve uzun dönem kötü prognoz ile ilişkilidir. Kan trigliserit (TG) seviyesinin KAS sonrası SİL üzerine etkisi iyi bilinmemektedir. Çalışmamızda, KAS yapılan hastalarda işlem öncesi serum TG seviyesinin işlem sonrası gelişen SİL üzerine etkisini inceledik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya KAS yapılan 57 olgu alındı, KAS öncesi ve sonrası difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DW-MRG) yapıldı. Çalışmanın primer sonlanım noktası KAS sonrası yeni gelişen SİL’lerdi. Hastaların işlem öncesi TG, total kolesterol, HDL ve LDL seviyelerinin primer sonlanım noktası üzerine etkisi araştırıldı.
BULGULAR: Çalışmaya alınan hastaların 46 (%80,7)’sı erkek olup, medyan yaş 69 (60-73) yıl olarak saptandı. Olguların 27 (%47,3)’si semptomatikti. İşlem sonrası hastaların 28 (%49,1)’inde DW-MRG’de ipsilateral yeni SİL saptandı. İpsilateral lezyonu olanlarda NASCET (North American Symptomatic Carotid Endarterectomy Trial) darlık yüzdesi ve semptomatik olma durumu daha yüksek izlenmiş olup aspirin kullananların oranı düşüktü. Çoklu lojistik regresyon analizinde, işlem öncesi TG seviyesi, işlem sonrası yeni gelişen ipsilateral SİL varlığının tek bağımsız prediktörü olarak saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamız, yüksek TG seviyesinin, KAS sonrası yeni gelişen SİL’ler için bağımsız risk faktörü olduğunu ortaya koymaktadır. SİL’ler daha sonraki iskemik olaylar için bir risk faktörü olduğundan, kan TG seviyesi, basit, ucuz ve etkili ve değiştirilebilir bir markır olarak; erken medikal tedavi ve erken girişim kararının verilmesi ve hastanın prognozu hakkında bilgi verebilir.