E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Van Tıp Dergisi
Title: THE ROLE OF RADIOGRAPHY GUIDED NON-PALPABLE BREAST LESION MARKING ON THE DIAGNOSIS OF EARLY BREAST CANCER AND PROLIFERATIVE DISEASES (A Four-Year Retrospective Analysis) [Van Med J]
Van Med J. 2018; 25(1): 34-42 | DOI: 10.5505/vtd.2018.08108

Title: THE ROLE OF RADIOGRAPHY GUIDED NON-PALPABLE BREAST LESION MARKING ON THE DIAGNOSIS OF EARLY BREAST CANCER AND PROLIFERATIVE DISEASES (A Four-Year Retrospective Analysis)

Bahattin Özlü1, Memduh Şahin2, Kıvılcım Eren Erdoğan3, Belma Koçer4
1Mersin City Hospital Gastroenterological Surgery Department
2Saglık Bilimleri Universty Sisli Hamidiye Etfal Training and research hospital
3Cukurova University Patology Department
4Sakarya University General Surgery Department

INTRODUCTION: The aim of this study was to determine the rate of proliferative and malignant breast lesions in patients who underwent excisional biopsy.
METHODS: Non-palpable benign breast lesions in 112 female patients that were diagnosed by mammography and ultrasonography (USG) were analysed using the Breast Imaging Reporting and Data System (BI-RADS) radiological classification system. Patients with a BI-RADS score of 3–5 for mammograms and breast mass excised later were compared according to radiological and pathologic findings.
RESULTS: : For non-palpable breast lesions, a BI-RADS type 4 radiological image was most frequently obtained (62.5%, 70 cases). Most lesions (52.7%, n=59) were benign, 36.6% (n=41) were proliferative and 10.7% (n=12) were malignant. The most frequently seen benign lesion was either a simple cystic disease or a proliferative disease that was classified with or without atypia. A few patients (16.1%, n=18) had proliferative lesions with atypical ductal hyperplasia and 20.5% (n=23) of the patients had proliferative lesions without atypia; no significant difference in proliferative lesions was observed between these two groups (p=.466). Six patients were diagnosed with invasive ductal carcinoma and six patients were diagnosed with ductal carcinoma in situ. In patients with atypical ductal hyperplasia, atypical columnar epithelial cell changes (61.1%) were more common than without atypia (43.5%), but these values were not significantly different.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The marking of non-palpable breast lesions followed by excisional biopsy is a valuable method for detecting and staging suspicious lesions. Additionally, the BI-RADS scoring system is a reliable method for ruling out malignancy in non-palpable breast lesions during follow-up.

Keywords: Breast, Marking, Biopsy, Non-Palpable

NONPALPABL MEME LEZYONLARINDA RADYOGRAFİ EŞLİĞİNDE YAPILAN İŞARETLEMENİN ERKEN EVRE MEME KANSERİ VE PROLİFERATİF HASTALIKLARI TESPİT ETMEDEKİ ROLÜ (Dört yıllık retrospektif analiz)

Bahattin Özlü1, Memduh Şahin2, Kıvılcım Eren Erdoğan3, Belma Koçer4
1Mersin Şehir Hastanesi Gastroenterolojik Cerrahi Ünitesi
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
3Cukurova University Patholoji Ana Bilim Dalı
4Sakarya Universitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışmamızda retrospektif olarak elde edilen tarama mamografisi ve ultrasonografi ile tespit edilen palpe edilemeyen meme kitleleri incelenmiş olup bu hastaların daha sonra eksizyonel biyopsi verileri değerlendirilmiştir. Çalışmamızda poliferatif ve malign meme lezyonlarının sıklığının radyolojik bulgulara ve patolojik sonuçlara göre incelenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamızda Mamografi ve ultrasonografi ile tanı alan 112 kadın hasta "Meme görünteleme bildirimi ve data sistemi " (BI-RADS) ile klasifiye edilmiştir. BI-RADS 3-5 skoru alan hastaların kitleleri daha sonra eksize edilmiş olup radyolojik ve patolojik sonuçlar çalışmamızda karşılaştırılmıştır.
BULGULAR: Palpe edilemeyen meme lezyonlarında en sık BI-RADS tip 4 gözlenmiştir (70 vaka, %62.5). En sık benign lezyonlar (%52.7 n= 59) gözlenmiş olup bu lezyonları proliferative (n: 41 %36.3) ve malign (n: 12,%10.7) olgular takip etmiştir. En sık izlenen benign olgular basit kistik hastalık olup proliferatif lezyonlar atipili ve atipisiz olarak sınıflandırılmıştır. Hastaların az kısmında %16.1% (n= 18) atipik duktal hiperplazi ile proliferatif lezonlar izlenirken 23(%20.5) hastada atipisiz proliferatif lezyonlar izlenmiştir. Her iki grup arasında proliferatif lezyon bakımından belirli bir farklılık gözlenmemiştir (p=0.466). 6 hasta invasiv duktal karsinoma tanısı alırken 6 hasta invaziv duktal karsinoma in situ tanısı almıştır. Atipili proliferatif lezyonlarda kolumnar değişiklikler (%61.1) atipisiz lezyonlara (%43.5) göre daha sık gözlenmesine rağmen aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: : Ultrasonografi ile yapılan tarama mamografileri sonucu gerçekleşen eksizyonel biyopsi malign riski taşıyan meme lezyonları ve erken meme kanserinin derecelendirilmesi ve tanısı için değerli yöntemlerdir. Ek olarak BI-RADS sistemi palpe edilemeyen meme lezyonlarında takip sırasında malignansiyi dışlamak açısından değerli bir diagnostik metottur.


Anahtar Kelimeler: Meme, İşaretleme, Biyopsi, Non-Palpable

Bahattin Özlü, Memduh Şahin, Kıvılcım Eren Erdoğan, Belma Koçer. Title: THE ROLE OF RADIOGRAPHY GUIDED NON-PALPABLE BREAST LESION MARKING ON THE DIAGNOSIS OF EARLY BREAST CANCER AND PROLIFERATIVE DISEASES (A Four-Year Retrospective Analysis). Van Med J. 2018; 25(1): 34-42

Corresponding Author: Memduh Şahin, Türkiye
Manuscript Language: English
LookUs & Online Makale